15 Eylül 2012 Cumartesi

yıllarca hep yalnız kalan bir futbolcu,teknik direktör ve öğretmen..şenol güneş





futbola sokak aralarında limon kabuğuyla oynarak başladı..farklı olduğu o zamanlardan belliydi çünkü asıl ilgilendiği spor basketboldu ama zamanın oyunu futbol olunca yalnız kaldı..mecbur futbola başladı..forvet oynuyordu..şans budur ki kalecilik yaptığı bir maçtan bu yana sevmemesine rağmen o kaleden çıkamadı..farklıydı çünkü hayalleri bile farklıydı.. zamanın kalecilerinin iyi performans göstermesinden sonra kendine gol yememe hedefi koymuştu..ki bunu türkiye birinci liginde 1112 dakika kalesinde gol görmeyerek, arkasında kırılması çok güç bir rekor bırakarak gerçekleştirdi..yaklaşık 15 yıl trabzonspor' da kalecilik yaptı..1975-1984 arasında altı şampiyonluk yaşadı.

trabzonspor, boluspor, istanbulspor, antalyaspor, sakaryaspor, türkiye mili takım, fc seoul çalıştırdığı takımlar..ama akıllarda kalan başarıları türkiye ve trabzonspor'la..dedim ya yalnız insan diye yalnızlığının tavan yaptığı zamanlar, 2002 dünya kupası ve sonrası..turnuvanın zayıf takımlarından sayılan milli takımı gruptan çıkardı,yarı final oynattı,ev sahibini yenerek üçüncü olmasını sağladı ama bunların ödülü ne oldu? --karizması yok!-- cevap futbolun yönetiminden geldi..şenol hoca 2002 yılının en iyi teknik adamı seçildi..

eminim ki şenol hoca'nın en kabullenemediği olay bu değildir..çünkü kendi insanından daha beterini gördü..trabzonspor'un ne zaman başına geçse ya kovuldu ya da kovulmaya zorlandı..tekrar geldiğinde "trabzonun alex ferguson'u olsun" denildi ama trabzonlular hiç bir zaman ona sahip çıkmadı, yani sözlerinde durmadı..başına gelmedik kalmayan trabzonspor'a, bir kez daha evet dediğinde zor durumdaydı takım..başarıdan uzak bir halde kendi köşesindeydi..ama şenol güneş'in sihirli elleri takımı diriltti, palazlandırdı..kupalar kazandırdı, şaibeli bir sezonu ikinci bitirdi ama bu seferde futbolcuları yalnız bıraktı şenol hoca'yı..takımın vitesi bir adım düşünce de "klasik  trabzon taraftarı" ortaya çıktı ve yine yalnız bırakıldı..


öğretmen olmanında verdiği etkiyle, eğitti türk futbolunu, umut saçtı hep şenol güneş..emektardı, emekçiydi..muhabir vuvuzelayı gösterip ; ‘’hocam hiç bişey yok içinde’’ dediğinde şenol hoca  ; ‘’olmaz mı? Bağımsızlık var, özgürlük var onun için çalıyorlar’’ diye karşılık verdi. kendisi için imparator denmesine cevaben “ben sadece trabzonspor taraftarıyım” diyebilecek kadar alçak gönüllüydü..futbolun zenginlerin eline geçmesinin ne kadar yanlış olduğunu vurgulayıp durdu..“biz ışığı önümüze tutun dedik. gözümüze tuttular.” sözleri haluk ulusoy yönetiminin tavrını ancak bu kadar iyi açıklardı..

şenol güneş bir türkiye değeri..sahip çıkılmalıydı, çıkılmadı..bundan sonra da çıkılmaz..hiddink'in görevden ayrılırken söylediği sözler her şeye yetiyor; "Abdullah Avcı ve Ertuğrul Sağlam’a saygı duyuyorum. Ancak ikisinin de tecrübesi milli takım için yeterli değil. Şenol Güneş’in gündeme gelmemesi ilginç. Mutlaka ikna edilip, takımın başına geçmeli."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder